NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ عَلِيِّ
بْنِ حُسَيْنٍ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
عُثْمَانَ
عَنْ
أُسَامَةَ بْنِ
زَيْدٍ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
يَرِثُ الْمُسْلِمُ
الْكَافِرَ
وَلَا
الْكَافِرُ
الْمُسْلِمَ
Üsame b. Zeyd'den demiştir
ki:
Nebi (s.a.v.):
"Müslüman kafire, kâfir de müslümana mirasçı olamaz" buyurmuştur.
İzah:
El-Müberred'in beyanına
göre, 'irs ve miras': Asıl itibariyle akibet demektir. Bunun manâsı bir
kimseden diğerine intikaldir. Kâfirin müslümana mirasçı olamayacağı hususunda
bütün İslâm uleması ittifak halindedir. Nevevî diyor ki: Sahabe tabiin ve
onlardan sonra gelen ulamanın cumhuruna göre; müslüman da kâfire mirasçı
olamaz. Bir grupta müslümanı kâfire mirasçı yapmaya kail olmuşlardır. Bu Muaz
b. Cebel Muaviye (r.a.) ile Said b. el Müseyyeb, Mesruk ve başkalarının
mezhebidir. Aynı kavil Ebu'd-Derdâ, Şa'bi, Zührî ve İbrahim en-Nehaî'den de
-aralarında ihtilâf olmak üzere- rivayet olunmuşsa da doğrusu bu zatların
kavilleri de cumhurun kavli gibidir. Muhalifler [Suyuti, el-Câmjüssagîr,
I-126.] İslam yücedir. Onun üstüne geçilmez"[Suyutî el-Camiüssagîr,
1-126.] hadisiyle istidlal etmişlerdir.
Cumhurun delili;
sadedinde bulunduğumuz sahih ve sarih hadistir. İs-lamın yüceliği ile ilgili
Suyutî hadisinde onlara hüccet yoktur. Zira ondan murad İslamın başka dinlere
olan üstünlüğüdür. Onda mirastan söz yoktur. Şu halde onunla amel ederek
"müslüman kâfire mirasçı olamaz...” hadisinin nassı nasıl terk
edilebilir? Herhalde o gurup bu hadisi duymamış olacak!... Mürted yani
müslümanlığı bırakıp başka bir dine dönen kimse bilicma müslümana mirasçı
olamaz. İmam Şafiî, Malik, Rabia, Ibn Ebî Leyla ve başkalarına göre müslüman
da mûrted de mirasçı olamaz. Mürtedin malı müs-]umanlar arasında ganimet olur.
Ebû Hanîfe ile Küfe
uleması ve tshak, müslüman olan veresesinin mür-tedie mirasçı olacaklarına
kaildir. Bu görüş Hz. Ali ile İbn Mesud (r.a)' den ve seleften bir cemaatten de
rivayet olunmuştur. Lakin Sevrî ile Ebû Hanife Mürtedin riddet halinde
kazandığı şeyler müslümanların malıdır demişlerdir.
Kâfirlerin birbirlerine
mirasçı olanlarına gelince:
İmam Azam, İmam Şafiî
ve diğer bir takım ulema, yahudinin hrıstiya-na hrıstiyanın yahudiye, bunların
mecusiye ve mecusinin bu iki millete mirasçı olabileceğine kaildirler. İmam
Malik bunu caiz görmemiştir. İmam Şafiî "Lâkin harbî zimmiye, zimmî
harbiye mirasçı olamaz" demiş. Ayrı ayrı memleketlerde bulunan iki harbî
dahi birbirlerine mirasçı olamazlar. Hanefilerin kavli de budur.[A. Davudoğlu,
Sahih-i Müslim V1II-124.]